Herkese iyi gelen bir yıl vardır. Farkında olmadan dönüm noktalarının bir araya geldiği, kendinizi başka bir bedende yeniden inşa etmişsiniz gibi tazelendiğiniz bir yıl… İki bin yirmi dört benim için o yıl değildi.
Bu yıl benim için kendinden önceki yılla birlikte bir farkındalığı derinlemesine tattığım dönemi oluşturuyor. Işık yandıktan sonra dönüşümün bir andan ziyade yaşamın tümüne yayılan küçük küçük birçok andan oluştuğunu özümsemek sürdürülebilir olmayı sağlıyor. Bedenim eskidikçe yaşama katılma biçimim yenileniyor. Hoş bir karşıtlık. Varlığın yok olma telaşına karşılık sürekli devinen, işler bir yapı kurmak insanın kendine yapabileceği en büyük iyiliklerden biri.
Birkaç yıl önce daha çok yazar, daha çok günlük tutar, daha çok kızar, daha çok ezber bozardım. Hatırı sayılır bir süredir alışkanlıklarım ve huylarım yoğrularak dönüştü. Daha çok yaşar, daha çok sever, daha çok dinginleşir hale geldim. Keskin cümleleri, köşeli düşünceleri ve hesapsız bakışları ömrün hiçliğine uğurladım. Son yıllarıma bir takma ad verecek olsam sağduyu derdim.
Akıl deneyimden tarttıkça dil de kemiğini hatırlamalı. Neredeyse her gün, iç dünyamda hiçbir ifadesi olmayan bir mücadelenin tam ortasında buluyorum kendimi. Başkalarının tutkuları, başkalarının anlayışsızlıkları ve yine başkalarının boşuna kavgaları. Bazen içinde benim de olduğum olaylar bile gözümdeki ciddiyetini henüz olay bitmeden yitiriyor. Çoğu kavgada sanki beynim kendini askıya alıp bedenimi oradakilere bırakarak oradan ayrılıyor. Böyle anlarda gerçekliğimi yitirmişim gibi hissediyorum.
Yaşıyor olmak başlı başına yoğun bir deneyim. Bunu hiçliğin kara bağrına iterek kirletmenin anlamı yok. Basit olmak, sıradan davranmak kendimiz olmanın kapısını aralayan ana yol. Belirginleşmenin temel direği. Sıradanı yaşamak gerçekten zor bir deneyim. Neredeyse her gün çevremdeki çekişmeleri izleyip aynı soruları soruyorum. İşe gel, işini yap, işin bitince siktir ol git. Bir şarkı aç, dinle ve keyfini çıkar. Üstünü giy, yürüyüşe çık, eve gel ve yorulduğunu hissederek dinlen. Çok kolay. Yaşamak, kavganın ruh emici körüğünü görünce çok ama çok kolay.
Beş yıl önce bu kolaylığın farkındalığına eriştiğim dönemlerde bir şiir yazmıştım. Sonra şiirlerimi kitaplaştırırken onu içine dahil etmemiştim. Bir cümleyi sürekli tekrar ettiğim için olsa gerek şiiri okumak sonradan bana yorucu gelmişti. Aslında şiir, benim ondan beklentimi yerine getirmişti. Okuruna bir öğretiyi okunması bitene dek defalarca yinelemişti. Bıktırana kadar. O gün kitaba almasam da bugün buraya alıyorum. Bilirsiniz kimi şeyler çok kolaydır. Siz de şimdiden itibaren onun yanında olabilirsiniz.
Bilirsiniz
Kimi şeyler çok kolaydır
Çok kolaydır kimi şeyler
Darılmak çok kolaydır
Ve bir harf kadar kolayındadır
Sarılmak
Çok kolaydır
Anahtarınız varsa
Bir kilidi açmak
Çözülmek bir düğüme
Bir ipin ucu olmak
Çok kolaydır
Yaşamak
Yatağında çağlayarak
Bilirsiniz
Birçok şey çok kolaydır
Çok kolaydır
Dinginlik
Birbirinize susarak
Çok kolaydır sevgi
Birbirinize susayarak
Çok kolaydır sarılmak
Ayrı günleri sayarak
Bilirsiniz
Çok kolaydır üzüm yemek
Bağcının yakasını rahat bırakmak
Çok kolaydır sövmek
Ve de bir harf kadar
Kolayındadır sevmek
Çok kolaydır
Yan yana olmak
Ya da geçip gitmek
Karşı kaldırımdan
Çok kolaydır
Ayrı manzaralara açılsa da
Pencereniz
Aynı mutfağın masasına
Oturmak
Bilirsiniz
Neredeyse her şey çok kolaydır
Çok kolaydır
Belirsiz ömrünüzü
Doya doya yaşamak
Tutulacaksak yarın
Bir hastalığa
Çok kolaydır
Dayanak olmak
Çünkü
Çok kolaydır ölmek
Başınıza bir anten
Düşebilir mesela
Boylu boyunca
Yatabilirsiniz sokakta
Bir kağıt verebilirler elinize
Altı aylık ömür biçilen
Bir haber alabilirisiniz uzaktan
Bir nefesin daha eksildiğini anlatan
Görmeyebilir gözleriniz
Düşebilirsiniz
Kaçıştığınız karanlıklara
Gerçek anlamda
Tutmayabilir kollarınız bacaklarınız
Sırf hatalı sollandığınız için
Çünkü çok kolaydır ölmek
Ve çok kolaydır sevmek
Bilirsiniz birçok şey çok kolaydır
Ve birçokları da çok kolay
Aslında her şey çok kolaydır
Şimdi siz bu kolayın neresindesiniz?
Comments